ENG
ENG
Bir Şeyi İyi Yapabilmek, Onu Yapmayı Gerektirir mi? Ya Mutluluk Başka Bir Yerdeyse?

Bir Şeyi İyi Yapabilmek, Onu Yapmayı Gerektirir mi? Ya Mutluluk Başka Bir Yerdeyse?

Okul yılları boyunca, Tuğrul hep sınıfının en iyisiydi, özellikle de matematikte...

 
Türevler, katsayılar, çok bilinmeyenli denklemler onun için çocuk oyuncağıydı. Arkadaşları sınav öncelerinde başına toplanır, o da konuları büyük bir zevkle anlatırdı onlara. Okulda “Matematik Dehası” diye tanınırdı.


Gel gör ki, üniversiteye giriş sınavı döneminde, öğretmenleri, elektronik mühendisliğini mi, bilgisayar mühendisliğini mi seçeceğini düşünedursunlar, Tuğrul için için başka bir sevdayla yanmaktaydı: Dünya çapında bir gitarist olmak... Hayatı boyunca konserler verip gitar çalmak.


Matematikteki gibi, müzikte de oldukça yetenekli olduğundan, ortaokul yıllarından beri gitar kulübünde müzik yapıyordu. Okul orkestrasında gitar çaldığı zamanlar, hayatının en mutlu anlarıydı. Başka bir dünyaya ışınlandığı bu anlarda, zaman ve mekân anlamını yitirir, saatler tek bir saniye gibi geçerdi. Hep, gitar çalıp tüm dünyada konserler verdiğini düşlerdi. 


Sınav yaklaştıkça, Tuğrul’un içini bir keder kaplamıştı. Gizli sevdasından kimseye bahsedemiyordu. Öyle ya, herkes onun mühendis olacağı ve de matematiksel dehasıyla bir bilim adamı hayatı süreceğini düşünüyordu.


Tuğrul, sınavda gerçekten de çok başarılı oldu. Ülkenin en iyi üniversitesinde, en yüksek puanlı mühendislik bölümüne girmeye hak kazandı. Kaydını da yaptırdı.


Aradan birkaç gün geçti. Tuğrul odasına geldiğinde, birden gözü gitarına ilişti. Onu eline aldı. O siyah, parlak, sihirli müzik aletini bağrına bastı. Bir an gözünü kapatıp konserlerde yaşadığı coşkuyu hatırladı. Peki hayat boyu gitar çalarak konser vermek, insanlara müzikle ulaşmak hayali ne olacaktı? Bir hayal olarak mı kalacaktı?


 Matematik zekası ve bilime yatkınlığı tamamdı da, asıl yaşama sevincini hissettiği zamanlar, hep müzik  yaptığı zamanlardı. Hep müzikle ilgilenmek istiyor, başka hiçbir şey,bu tamamlanmışlık hissini ona vermiyordu. 


Ne yapacaktı? Ona böylesine yaşama sevinci veren bu uğraşının üzerine toprak örtüp onu canlı canlı gömecek miydi? Yoksa tam tersine, gitar çaldığı bu zamanları hayatının tam ortasına oturtup, ona bu kadar keyif veren ve ona yaşadığını hissettiren şeyi kendine meslek mi edinecekti?


Arkadaşlarından konservatuar sınavlarının yakında yapılacağını duymuştu. 


"Acaba sınavlara girsem mi? Ya kazanırsam?" diye sordu kendine. "Evet!" cevabını alınca kendinden, nefesi tutuldu. 


Hayatının en önemli karar anını yaşadığını fark ederek, bu kez derin ve sakin bir nefes aldı. İçinde, istediği hayata doğru yelken açma gücünü bulan beyaz bir yelkenlinin cesaretini ve coşkusunu hissetti.


Yerinden kalkıp bilgisayarına gitti. İnternetten, konservatuar sınav tarihlerini buldu. Başvuru için gerekli belgelerin listesini yazdı. Cebine koyup dışarıya çıktı.


O sırada, içindeki beyaz yelkenli, limandan süzülerek ayrılıyordu.

PAYLAŞ
BENİ TAKİP EDİN
Rana Beri