Doğanın Parçası Olduğunu Hatırla
Merhabalar, ana gelmenin ve anda kalmanın en kıymetli yöntemlerinden bir tanesi de aslında içine doğduğumuz ve bir parçası olduğumuz doğayı tekrar hatırlamak ve onunla birlikte olmaktır.
Doğada gezinmek, vakit geçirmek bizim hayatımızın büyük bir parçası olmayabilir ama küçücük de olsa, günümüzün içerisine doğanın olduğu bölümler koyduğumuzda doğa kendisi anda olduğu için ve şimdiki zamanda olduğu için, geçmiş ve gelecek diye bir kavram doğada bulunmadığı için bizi de ana çekecektir. Şimdinin içerisinde olmamızı kolaylaştıracaktır. Diyelim ki bilgisayarımızın başında çalışıyoruz. Bir zoom toplantısını bitirdik diğer zoom toplantısına başlamak üzereyiz. Böyle bir durumda aradaki 3-5 dakikada dışarıya, doğaya çıkacak vaktimiz olmayabilir ama pencereyi açmak, şöyle bir gökyüzüne bakmak, belki etrafta yeşillik veya bir ağaç varsa onlara odaklanmak bizi tekrar doğaya getirecektir.
Bu da olmazsa evde saksıda yetiştirdiğimiz bir çiçek, biryeşillikğin, bir çiçeğin yaprağına dokunmak, onu gözlemleyip, sulamak, toprağını biraz eşelemek… Bunlar bizi tekrar doğaya yakınlaştıracak. Böyle bir imkanımız da olmadığında ufacık bir video izlemek, videoda akan bir nehri gözlemlemek, oradaki bir gün batımı veya gün doğumu manzarasını izlemek doğanın içerisinde hissetmenizi sağlayacaktır.
Kulağımıza taktığımız bir kulaklıkla doğa seslerinin olduğu bir kaydı dinlemek, kuş seslerini, dalga seslerini tekrar duymak, aslında her zaman var olan ve var olacak olan doğa ananın sakinliğine, huzuruna ve dinginliğine bizi getirecektir. Anda olmamızı kolaylaştıracaktır. Biz biliyoruz ki doğa, sonsuz kaynaklara sahip. İçtiğimiz suyu, yediğimiz meyveyi, sebzeyi, üzerinde durduğumuz toprağı her zaman zaten biliyoruz ve farkındayız ama bunlarla bağımızı bazen unutabiliyoruz. Sanki biz devamlı şehirdeki beton binaların içinde yaşıyormuşuz da böyle doğmuşuz ve bu dünyanın sonuna kadar bu böyle gidecekmiş gibi. Halbuki insanlar uygarlıkları kurmadan evvel de dünya olduğu haliyle vardı ve mükemmeldi ve de hep öyle olacak. Bizim gün içerisinde yaşadığımız endişeler, korkular hepsi aslında kendimizin oluşturduğu bu zihinsel yapının bize getirileri... Bu zihinsel yapıyı kendimiz kurduğumuz gibi bunu fark etmek ve zihnimize ve gereksiz ve henüz planlanmamış bir geleceğe kaydığımızı fark ettiğimizde doğanın yardımıyla ana gelmek, elimizde var olana odaklanabilmek, var olana şükran duygusu duyabilmek doğanın içinde olduğumuz ve doğayla temasta olduğumuz zamanlar çok daha kolay.
Şöyle bir düşünün; güneş batarken güneşi ve gökyüzünün renklerini gördüğümüzde artık bizim için dünyadaki küçük dertlerimizin, sıkıntılarımızın önemi kalıyor mu? Ya da gün doğarken şöyle bir pencereden kalkıp bakanlarımız...? Ne kadar güzel bir dünyaya uyandıklarını fark etmiyor mu?
Bu yüzden de doğa bizi ana getiren, bize kim olduğumuzu hatırlatan ve parçası olduğumuz bu büyük farkındalık alanının bir kez daha bilincine varmamızı sağlayan çok önemli bir yardımcı .Şunu hatırlayalım ki biz doğadan geldik ve doğanın bir parçasıyız. İşte bu yüzden onun dinginliği ve huzurunu alıp anda kalmak kendimize verebileceğimiz en güzel hediye.