ENG
ENG
Yazmak içini açmaktır

Yazmak içini açmaktır

Yazar Juila Cameron’ın 1992 yılında çıkan "Sanatçının Yolu" kitabı bu bağlamda çok önemli bir kaynak. Bu kitapta kendisinin bahsettiği “morning pages (sabah sayfaları)” sabah kalkar kalkmaz, hatta yüzümüzü yıkar yıkamaz, başka hiçbir şey yapmadan, 3 sayfa elimizi kaldırmadan hızlıca yazı yazmayı içeriyor. 

 

Burada yazının belli bir düzende olmasına gerek yok. O anda bilincimizde akan şeyleri hiçbir kısıtlama olmadan kağıda aktarıyoruz.

 

Günlük tutmak ile sabah sayfaları arasındaki en büyük fark, sabah sayfalarını kimseye göstermeyecek olmamız. Hatta bunları kendimiz bile tekrar okumuyoruz. O yüzden de burada önemli olan "yazma hali" oluyor ve zihnimizdeki karman çorman düşünceler yavaş yavaş toparlanıyor, ruhumuz rahatlıyor ve stresimiz azalıyor.

 

Güne daha net ve berrak olarak başlıyoruz. 

 

Burda bir püf nokta var.🌟

 

İlk başta yazacak bir şey bulmakta zorlayabiliriz. O yüzden içimizden gelen ilk şeyi yazarak başlıyoruz. Zaten kendi  kelimeler birbirini kendiliğinden takip ediyor. 

 

Sabah sayfaları için adı üstünde sabah saatleri çok ideal.  Daha günlük koşuşturmaya başlamadan ve evdekiler uyanmadan kendimize  ayırabileceğimiz bir zaman dilimi.Bu arada,  kullandığımız kalem, kurşun kalem değil, kolay akan, kolay yazan bir kalem olmalı.

 

Yazmaya nasıl başlıyoruz? 

 

Zihnimizde ne varsa, ruhumuzda ne varsa saçma, anlamsız, öfkeli, basit demeden yazıyoruz.

 

Bunları kimsenin görmeyeceğine ve bizim de okumayacağımızı da aklımızda tutarak rahat bir şekilde akışa giriyoruz. 3 sayfa sonra duruyoruz. Yani parmaklarımızı ellerimizi aşırı yormuyoruz. 

 

Burada önemli olan bir nokta hata yapmak ya da yanlış yapmak diye bir şey yok. Bu sabah sayfalarını deneyimleyenler daha sakin daha huzurlu hissettiklerini ve gün içerisinde daha netlikle odaklanabildiklerini ifade ediyorlar. Siz de deneyip görmek ister misiniz?

PAYLAŞ
BENİ TAKİP EDİN
Rana Beri