ENG
ENG
Zumba Dersinde Aydınlanma

Zumba Dersinde Aydınlanma

“Aydınlanma” deyince insanın aklına illa  tepesinde bir ışık hüzmesiyle bir ağacın altında bağdaş kurup, ulvi bir şeyin inmesini beklemek gelmemeli.


Bazen aydınlanma, çok sıradan yerlerde ve mekanlarda da yaşanabilir. Bir anda, hayatımızla ilgili bir perde kalkar ve keskin bir farkındalık kaplar içimizi. Öyle bir farkındalık ki , o andan itibaren hayatı eskisi gibi yaşamak mümkün olmaz. Her şey bir yeni bir perspektiften görünür gözümüze. İşte ben böyle bir aydınlanma anını bugün zumba dersinde yaşadım. Şöyle ki:


Zumba dersine giriyorum ve yüksek sesli müzik eşliğinde zumba yapmaya başlıyorum. Kendimi yavaş yavaş müziğin ritmine bırakmaya ve günlük  koşuşturmadan uzaklaşmaya başlıyorum. Hareket ettikçe keyfim iyice yerine geliyor. Bir şarkı, bir şarkı daha, bedenim hareket ettikçe zihnim rahatlıyor.


Bir süre sonra, dersten sonra evde beni bekleyen sorumluluklarım, bir yolunu bulup, bu keyifli dansın arasından kafama üşüşmeye başlıyor.


11 yaşındaki oğlumun daha sosyalleşmesi, özellikle mahalledeki akranlarıyla arkadaş olması, benim şu anda  en gündemimdeki konu. Bu “proje ” çerçevesinde dersten çıkınca oyalanmamam gerektiğini, hemen eve koşmam gerektiğini hatırlıyorum. O parka giderken çantasını hazırlamalıyım. Arkadaşlarına verilecek bisküviler ve birlikte oynanacak top çantaya konulmalı. Ben de yanında gitsem daha iyi olur değil mi? Aslında zaten yardımcımız var yanında, ama ben de orada olsam iyi olacak  sanki…


Bir taraftan bunları düşünürken, zumba yapmaya devam ediyorum. Aslında dersten sonra kalıp bir kahve içmek istediğimin farkındayım. Kalbimi dinliyorum. Kalbim acele hareket etmek istemiyor. Biraz yavaşlayıp keyif yapmak istiyor.


Peki, ben olmadan parka gidebilirler mi? Bu soruyu kendime sorduğum anda, kendime, ortama ve spor salonuna tamamen yabancılaşıyorum ve içinde bulunduğum duruma  dışarıdan bakmaya başlıyorum.


Demin sorduğum soruya cevap verirken buluyorum kendimi: “Evet, giderler. Hem de sen olmazsan oğlun kendi başına arkadaş edinmeyi, onlarla oynamayı kendisi başarır. Kendine güveni gelir. Çocuğunun sosyalleşmesini çok istiyorsun. Bunun için de hem kendini yoruyorsun hem de çocuğun gelişimini geciktiriyorsun. Senin bu aşırı verici  yönünü  törpülemen ona da gelişim alanı açacak. Rahatla biraz… Zumbadan sonra  da burada kal. Kahveni iç keyifle. Sen olmadan çıksınlar evden. Oğlun eve gelince keyifle  anlatsın sana yaşadıklarını. Göstersin sana sen olmadan da var olabildiğini ve de mutlu olabildiğini…”


Bir an zumba yaparken yaşadığım bu farkındalık oğlumla ve de oradan yola çıkarak tüm yakınlarımla yaşadıklarıma yeni bir ışık tutuyor.


Alan açmak… Hem kendime, hem başkalarına. Bundan sonraki önceliğim bu olacak…


**********************


Zumba dersi bitti. Terlemisim, bedenim de yorulmuş. Hayatımda farklı bir yerde durup bakıyorum kendime. Şimdi gidip kahve içme zamanı.


Sevgilerimle,

Rana

PAYLAŞ
BENİ TAKİP EDİN
Rana Beri